Regent's Crescent, emsalsiz bir modern konfor seviyesini, yeniden hayal edilmiş bir John Nash başyapıtında yaşama şansı ile birleştirerek çıtayı yukarı taşıyor.

1.Dünya Savaşı sırasında yaşanan hava saldırıları ile yıkılan Park Crescent, 1960'larda orijinal cephenin yetersiz bir kopyasının arkasında yükselen bir ofis yapısı olarak işlev gördü. Ödüllü mimarlar Paul Davis ve Partners London, Nash'in olağanüstü yeteneğini ve yaratıcı vizyonunu, bu Kraliyet başyapıtını yeniden hayal ederek ve orijinal cephenin eski ihtişamını yapıya geri kazandırarak onurlandırıyorlar.

Yeni tasarım, 1 odalıdan 5 odalıya kadar değişen I. Derece Tescilli 67 adet daire ve 9 adet ahırdan dönüştürülmüş müstakil evden oluşuyor. Cephe, Nash'in muhteşem tasarımının orijinaline sadık kalınarak yeniden hayata geçecek.

Konum

Regents Park Metro İstasyonu’na sadece 2 dakikalık yürüme mesafesindeki Regents Crescent, Londra'daki Regent Park'ın kenarında oldukça arzulanan bir konumda yer alan özel bir proje. En ünlü Kraliyet Parklarından biri olan Regents Park, John Nash'in 400 dönümden fazla bir alanı kaplayan orijinal tasarımının birçok unsurunu muhafaza ediyor.